Arkadaşlarımın daveti üzerine, Osmanlı mutfağının en özel lezzetlerini sunan Çırağan Palace Kempinski Tuğra Restaurant’ta unutulmaz bir deneyim yaşadım. Şık atmosferi, kusursuz servisi ve eşsiz lezzetleriyle Tuğra, Osmanlı mutfağını yeniden yorumlayarak modern sofralara taşıyor. Fiyatlar yüksek olabilir, ancak bu gastronomik deneyim, verilen her kuruşa değer.


Tuğra Restaurant: Tarihi Atmosferde Zarif Lezzetler

Çırağan Palace Kempinski, İstanbul’a gelen devlet adamları ve iş dünyasının önde gelen isimleri için tercih edilen bir mekan. Otelin göz bebeği Tuğra Restaurant, Türk mutfağının uluslararası arenadaki en güçlü temsilcilerinden biri. Mutfağın başında, yıllardır Kempinski otellerinde çalışan ve şeflik yeteneğini Osmanlı klasikleriyle harmanlayan Sezai Erdoğan bulunuyor. Erdoğan, Tuğra menüsünü yenileyerek geleneksel Osmanlı tariflerini modern yorumlarla buluşturmuş.


Zarif Bir Menüyle Osmanlı Mutfağı

Arkadaşlarımla birlikte, Tuğra’nın özel olarak hazırladığı Osmanlı Menüsünü deneme şansı yakaladım. Menünün detayları, Türk ve yabancı misafirlerin tercih ettiği yemeklerin özenle seçilmiş bir koleksiyonunu sunuyor.

  • Başlangıç: Şefin ikramı olan minik bir Ali Nazik sunuldu. Beğendinin hafifliği ve lezzeti, damağımda unutulmaz bir iz bıraktı.
  • Soğuk Başlangıç: Çanakkale barbun balığı pilakisi, semizotu salatası ve patates cipsiyle birlikte servis edildi. Bu uyumlu lezzetleri çok beğendim.
  • Ara Sıcak: Peynirli piruhi, erikli domatesli reyhan kompostosu ve baharatlı tereyağıyla servis edildi. Ancak bu iri mantı benzeri Osmanlı yemeği benim damak tadıma çok hitap etmedi.

Ana Yemeklerde İhtişam ve Lezzet

  • Şişte Boğaz Kalkanı: Kömür ateşinde pişirilmiş kalkan balığı, sultani bezelye, safranlı gülsulu pilav ve kişnişli çeşni ile sunuldu. Her lokması mükemmeldi.
  • Külbastı: İncecik bir parça kuzu eti ve dana bonfile, erik sosuyla tatlandırılmış sotelenmiş ıspanak ve enginar piyazı üzerinde servis edildi. Kuzu eti adeta pamuk gibiydi.

Tatlı Ziyafeti

  • Lalanga: Lor peyniri, kaymak, ceviz ve Antep fıstığı ile doldurulmuş krep; üzeri bahar meyveleri ve balla süslenmişti. Hafif ve lezzetli bir kapanış için idealdi .
  • Sıcak Baklava ve Dondurma: Şef Ahmet Kara’nın kendi elleriyle hazırladığı sıcak baklava, manda kaymağı ve manda sütünden yapılan dondurmayla sunuldu. Bu ikram, adeta menünün finalinde bir yıldız gibi parladı.

Servis ve Atmosfer

Servis, Mert Karaköy ve Sinem Dolu’nun profesyonel ilgisiyle kusursuzdu. Salonda ağırlıklı olarak yabancı misafirler vardı, ancak Osmanlı lezzetlerini Türk misafirler olarak deneyimlemek bizi çok mutlu etti. Tuğra, yalnızca yemekleriyle değil, tarihi atmosferiyle de kendinizi özel hissetmenizi sağlıyor.


Fiyat ve Değer

Fiyatlar yüksek görünebilir, ancak bu Osmanlı mutfağı deneyiminin masrafları otelin desteği olmadan karşılanamaz. Eğer imkanınız varsa ya da bir davet alırsanız, Tuğra’da yemek yemeyi mutlaka deneyimleyin.

Tuğra Restaurant, Osmanlı mutfağını en rafine haliyle sunan bir gastronomi merkezi. Eşsiz lezzetler, zarif sunumlar ve tarihi bir atmosferde unutulmaz bir yemek deneyimi arayanlar için harika bir seçenek. Eğer yolunuz İstanbul’a düşerse, Çırağan Palace Kempinski’nin bu özel restoranına mutlaka uğrayın. Afiyetle! 😊 Ali Rıza Kardüz