Gazeteci-yazar Nedim Atilla, Gastrobosphorus Patisserie Competition adlı prestijli yarışmayı kaleme aldı ve Türkiye’nin tatlı kültürüne dair önemli noktaları vurguladı. Bu yarışma, tatlı geleneklerimizi gelecek kuşaklara taşıma konusunda kararlılığa sahip yetenekli tatlıcı ve pastacıları bir araya getirdi.
Tatlı Kültürümüzün Tarihi Yolculuğu
Tatlı kültürümüz, Osmanlı mutfağının zengin tarihiyle şekillenmiş bir mirastır. Örneğin, akide şekeri, yeniçerilerin padişaha sadakat yemini anlamına gelen “akit” kelimesinden türemiştir. Bu ballı lezzet, Osmanlı döneminde yeniçeriler tarafından İstanbul’da mendillere sarılarak dağıtılırdı. Şekerle tanışmamız ise 19. yüzyıla uzanır. Şeker, Osmanlı mutfağına Avrupa’dan geç gelmiştir, çünkü o dönemde Anadolu, bal ve diğer doğal tatlandırıcılarla zenginleşen bir mutfak kültürüne sahipti.
Yarışmada sergilenen tatlılar, hem bu köklü geleneği hem de modern dokunuşları yansıtarak jüri üyelerine ve izleyicilere benzersiz bir deneyim sundu.
Galata Muhallebicisi ve Sübyenin Önemi
Yarışmada ikincilik ödülünü kazanan Galata Muhallebicisi, sütlü tatlılarda kullanılan geleneksel bir malzeme olan sübyeyi ön plana çıkardı. Sübye, özellikle muhallebi, kazandibi ve sütlaç gibi tatlılara eski zamanların klasik lezzetlerini kazandıran gizli bir sırrıdır.
Galata Muhallebicisi’nin liderine göre, Osmanlı mutfağı bu sırrı Sefarad Yahudileri’nden öğrenmiştir. Kavun çekirdeğinden yapılan sübye, bugün yalnızca İzmir’de yaşayan az sayıdaki Musevi vatandaş tarafından üretiliyor. Galata Muhallebicisi ise bu geleneği yaşatmak için özel pirinçlerden el yapımı taş değirmenlerle sübye elde etmeye devam ediyor. Yarışmada sundukları sütlü tatlılar, bu özgün yöntemle elde edilen sübyenin zenginliğini ve lezzetini yansıtarak büyük beğeni topladı.
Birinci: BTA Ekibinin Şekerpancarıyla Yenilikçi Yaratıcılığı
Yarışmanın birincisi olan BTA Ekibi, ihmal edilmiş bir sebzeyi, şekerpancarını, tatlılarının merkezine koydu. Şekerpancarı, 18. yüzyılın sonlarından itibaren şeker yapımında kullanılan önemli bir üründür. Cumhuriyet döneminin kazanımlarından biri olan şekerpancarı, Türkiye’de ilk kez 1925 yılında Uşak’ta kurulan şeker fabrikasıyla endüstriyel bir boyut kazanmıştır.
BTA Ekibi’nin menüsünde yer alan yaratıcı tatlılar arasında şunlar vardı:
- Fıstıklı ve Bademli Şekerpancarı
- Kaymaklı Kırmızı Pancar Tatlısı
- Lor Peyniri ve İncir Çekirdekli Pancar Dondurması
- Taze Baharat Şerbeti
Bu tatlılar, şekerpancarının unutulmuş lezzetini modern bir dokunuşla yeniden hayata geçirdi ve büyük takdir topladı.
Geleneksel Tatlardan Geleceğe
Gastrobosphorus Patisserie Competition, sadece bir yarışma değil, aynı zamanda tatlı mirasımızın yaşatılması adına bir platformdur. Yarışmaya katılan tatlıcı ve pastacılar, tatların ötesine geçerek kültürel bir mirası geleceğe taşımak için adeta birer elçi gibi çalışıyor. Geleneksel tatların modern yorumlarla sunulması, hem geçmişin zenginliğini yaşatıyor hem de geleceğe ilham veriyor.
Nedim Atilla, yazısında bu değerli organizasyonu ve katılımcıların çabalarını takdir ederken, tatlı kültürümüzün korunması ve yeni nesillere aktarılmasının önemini vurguladı. Bu yarışmalar, Türk tatlı kültürünün zenginliğini hem yerel hem de uluslararası alanda tanıtma yolunda büyük bir adım.
Kaynak
- Nedim Atilla, Akşam Gazetesi