Gazeteci-yazar Teoman Hünal, Danimarka Kopenhag’daki dünyaca ünlü Noma restoranına yaptığı üç ziyaretin izlenimlerini aktarıyor. Üç yıl boyunca dünyanın en iyi restoranı seçilen Noma, 2023 yılında İspanya’daki El Celler de Can Roca’ya liderliği kaptırarak ikinci sıraya düşmüş olsa da hala eşsiz bir deneyim sunuyor. İşte Hünal’ın gözünden, Noma’nın büyülü atmosferi ve mutfak sırları…
Karşılama ve İlk İzlenim
Kopenhag’ın denize açılan kanallarından birinin yanında, eski bir depo binasında kurulan Noma, daha kapısından itibaren misafirlerini büyülüyor. Restoranın yöneticilerinden biri kapıda sizi karşılıyor ve elinizi sıkarak içeri davet ediyor. İçeri girdiğinizde, yemeklerinizi sunacak olan aşçılar mutfağın önünde sıralanmış bir şekilde “Hoş geldiniz” diyerek selamlıyorlar. Hatta aralarındaki ünlü şef René Redzepi de sizi karşılayanlar arasında yer alıyor. Bu sıcak karşılama, restoranın neden bu kadar özel olduğunu ilk andan hissettiriyor.
Bir Mutfak Harikası: Noma
Noma, 45 kişilik bir restoran ve mutfağında aynı sayıda aşçı çalışıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen bu aşçılar, ülkelerindeki en iyi restoranlarda deneyim kazanmış olsalar da Noma’da birer stajyer gibi çalışarak hem Redzepi’nin yöntemlerini öğreniyor hem de yeni tatlar keşfetmeye katkı sağlıyorlar. Restoranın adı, Nordik Mad (İskandinav Mutfağı) ifadesinin kısaltması. Menü, İskandinav mutfağına ait yerel ve sıra dışı malzemelerle hazırlanmış yemeklerden oluşuyor.
Lezzet Dolu Deneyimler
Sıradışı Tatlar: Karınca ve Canlı Karides
Noma, sıra dışı malzemeler kullanmaktan çekinmiyor. Karınca, çekirge, hatta canlı karides gibi alışılmadık bileşenler menünün bir parçası. Örneğin, karıncalar sahanda soğanın sosuna dahil edilerek yemeğe eşsiz bir aroma katıyor. İsveç’ten özel olarak getirilen canlı karidesler ise sadece bahar aylarında bulunuyor.
İz Bırakan Yemekler
Menüdeki yemekler arasında, kömür ızgarasında pişirilmiş pırasa, turşulaştırılmış bıldırcın yumurtaları, deniz tarağı ve frenk üzümüyle süslenmiş sığır kaburgası gibi ilginç lezzetler bulunuyor. Tatlılarda ise erik ezmesi ve patates püresiyle eşleşen kremalı dondurma gibi kombinasyonlar, damakta unutulmaz bir lezzet patlaması yaratıyor.
Huş Ağacından Üretilen Biralar ve Şarap Seçkisi
Noma, Avrupa’nın küçük üreticilerinden özel şaraplar tercih ediyor ve şarap listesinde dev markalara pek yer vermiyor. Bunun yanında, huş ağacının suyundan üretilen biralar restoranın dikkat çekici özelliklerinden biri. Bu detay, restoranın özgünlüğünü ve yenilikçiliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Lezzet Laboratuvarı
Noma, Danimarka hükümetinin desteğiyle bir lezzet laboratuvarı gibi çalışıyor. Aşçılar, yemeklerin üzerine birlikte konuşup fikir alışverişi yaparak sürekli yeni tatlar yaratıyorlar. Ayrıca her hafta bir aşçı, kendi ülkesine ait yemekleri pişirerek diğer ekiple paylaşıyor. Bu süreç, farklı mutfaklardan ilham alınmasına olanak sağlıyor.
Noma’nın Eşsiz Izgaraları
Restoranın mutfağı son derece modern ve gelişmiş olmasına rağmen, ızgaralar dışarıda, bir barakanın içindeki mangallarda hazırlanıyor. Chef de Cuisine pozisyonunda çalışan Amerikalı şef, mangal başındaki sohbetinde dünyanın en iyi restoranları listesinde 44. sırada yer alan Bask bölgesindeki Asador Etxebarri restoranından bahsediyor. Noma’nın şefinin de en çok gitmek istediği restoranların başında Etxebarri’nin olması, lezzet dünyasının ne kadar ilham verici olduğunu gösteriyor.
Teoman Hünal’ın aktardığı bu detaylar, Noma’nın neden dünyanın en iyi restoranları arasında yer aldığını açıkça ortaya koyuyor. Noma, yalnızca yemekleriyle değil, aynı zamanda sıcak karşılama, eşsiz mutfak kültürü ve yenilikçi yaklaşımıyla bir gastronomi harikası. İster sıra dışı tatlar deneyimlemek, ister sadece mutfağın büyüsüne kapılmak için, Noma her açıdan benzersiz bir deneyim sunuyor.