Adana, portakal çiçeklerinin büyüleyici kokusunun kebap aromasına karıştığı, gastronomi turizminde büyük bir potansiyele sahip bir şehir. Her ne kadar kebap denildiğinde akla ilk gelen yerlerden biri olsa da, Adana’nın mutfak kültürü, gastronomi turizmini tek başına taşımak için yeterli değil. Bu potansiyeli keşfetmek ve geliştirmek için yapılan etkinlikler, Adana’nın zengin mutfak mirasını öne çıkarıyor.
Mutfak Dostları Derneği’nin Adana Gezisi
Geçtiğimiz hafta sonu, 20 yılı geride bırakan Mutfak Dostları Derneği, üyelerine ve yazarlara özel bir Adana turu düzenledi. Dernek üyesi ve Çukurova Turistik Otelciler Birliği Başkanı Tayyar Zaimoğlu, Adana’nın gastronomi zenginliğini gözler önüne seren dört dörtlük bir program hazırladı. Tur, Park Zirve tesislerinde düzenlenen dost yemeğiyle başladı ve Levent-Merih Soylu çiftinin portakal bahçelerinde verdikleri unutulmaz bir sabah kahvaltısıyla devam etti.
Kahvaltıda sunulan yöresel lezzetler arasında kısır, ciğer çöp şiş, bulgur köftesi, tahinli lahana sarma, kuru patlıcan dolması, yüksük çorbası, içli köfte, otlu sıkmalar ve taze sıkılmış portakal suları vardı. Bölgenin en büyük yağ üreticilerinden biri olan Sunar Grubun butik üretimi sızma zeytinyağları da sofradaki tatlara eşlik etti.
Adana’nın Potansiyeli ve Eksiklikleri
Mutfak Dostları Derneği Başkanı Ahmet Örs, bu tür gezilerin sadece lezzet keşfi değil, aynı zamanda yemek kültürüne katkı sağlamak amacıyla yapıldığını belirtiyor. Örs, gastronomi turizminin sadece kebap, börek ve baklava gibi tatları sunmakla sınırlı kalamayacağını, bu yaklaşımın uzun vadede turistleri yormaktan öteye geçemeyeceğini vurguluyor. Ona göre, gastronomi turizminin kültürel turlar ve çeşitlendirilmiş deneyimlerle desteklenmesi gerekiyor.
Bununla birlikte, Adana hâlâ Türkiye’nin dördüncü büyük kenti olmasına rağmen turizm açısından beklenen düzeyde değil. Kentsel düzenleme, otelcilik hizmetleri ve restoran hijyeni gibi konularda ciddi eksiklikler bulunuyor. Özellikle sokak lezzetlerinde hijyen sorunları, kentin bu alandaki potansiyelini gölgeleyebiliyor.
Kebapta Rakipsiz Üstünlük
Adana’nın gastronomi sahnesinde ise kebap, tartışmasız bir lider konumunda. “İyi kebap Adana’da yenir” ifadesi hâlâ geçerliliğini koruyor. Bu alandaki standardı yükseltmek için önemli katkılar sunan isimlerden biri de Tayyar Zaimoğlu. Onun yönettiği Park Zirve kompleksi, 15 yıl aradan sonra tekrar hizmete açılan Onbaşılar Kebap, Zirve Balık Lokantası ve iki North Shield Pub, Adana’nın yemek ve eğlence anlayışına yeni bir soluk getirmiş durumda.
Tarsus ve Mersin İzlenimleri
Gezinin bir diğer durağı olan Tarsus, umut vaat eden bir gastronomi destinasyonu olma yolunda ilerliyor. Tarihi evlerin restorasyonu ve butik otellerin açılması, şehrin turizm potansiyelini artırıyor. Ancak yemekler arasında dikkat çeken yalnızca sıcak humustu.
Mersin ise ne yazık ki şehir planlamasının kurbanı olmuş durumda. Çarpık yapılaşma, geçmişe ve bugüne saygısızlık örnekleriyle dolu. Yöresel lezzetler arasında cezerye ve tantuni öne çıkarken, bugün Adana’da üretilen cezeryelerin daha başarılı olduğu belirtiliyor. Bununla birlikte, Narlıkuyu Silifke’deki Kerim Restaurant, taze balıkları, salataları ve mezeleriyle Mersin’in yüz akı olarak öne çıkıyor.
Adana’nın Geleceği: Bir Gastronomi Merkezi
Adana, sadece kebaplarıyla değil, portakal bahçelerinden taze balıklarına kadar uzanan zengin gastronomi çeşitliliğiyle keşfedilmeyi bekleyen bir şehir. Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilebilmesi için kentsel düzenleme, hijyen standartlarının artırılması ve turizm altyapısının güçlendirilmesi gerekiyor.
Gastronomi turizmiyle Adana’yı keşfe çıkanlar, bu zengin mutfak kültürünün sadece tatlarla değil, aynı zamanda unutulmaz deneyimlerle de dolu olduğunu fark edecektir. Adana, Akdeniz’in incisi olarak hak ettiği değeri görmeye hazır!