Kahve, yüzyıllardır dünya kültürlerinin vazgeçilmez bir parçası olmuştur. 9. yüzyılda İran’da tüketilmeye başlandığı bilinen bu özel içeceğin kökeni Etiyopya’ya dayanır. Etiyopya’dan Yemen, Arabistan ve Mısır’a yayılan kahve, zamanla Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa’ya ulaşarak küresel bir fenomen haline gelmiştir.

Türk kahvesinin yeri ve önemi ise tartışılmazdır. Hem pişirme yöntemi hem de sunumuyla kendine özgü bir kimliğe sahip olan Türk kahvesi, tarih boyunca kahve kültürünün ayrılmaz bir parçası olmuştur. Ancak bu eşsiz lezzeti hazırlarken dikkat edilmesi gereken incelikler vardır. Peki, Türk kahvesi yapmanın püf noktalarını biliyor musunuz?

Kahvenin Kökenine Yolculuk

Fransız bilim insanı Louis Figuier, kahvenin 9. yüzyıldan beri İran ve çevresinde tüketildiğini belirtmiştir. Bununla birlikte, bazı kaynaklara göre kahvenin faydaları ilk kez İbn-i Sina tarafından MS 1000 yıllarında tanımlanmıştır. Etiyopya’da yabani olarak yetişen kahve çekirdekleri, buradan farklı coğrafyalara yayılmıştır. 1580 yılında Venedikli botanikçi Prospero Alpino’nun Osmanlı ziyaretinde kahveyi tatması ve Avrupa’ya tanıtması, kahvenin Batı’da yaygınlaşmasının önünü açmıştır. Alexandre Dumas ise Dictionnaire de Cuisine adlı eserinde, kahvenin Konstantinopolis’te camilerden çok kahvehanelerde tüketildiğini yazarak bu içeceğin toplumsal etkisine dikkat çekmiştir.

Kafeinsiz Kahve: Bir Kimya Harikası

Kahve tutkunları için kafeinsiz kahve, büyük bir yeniliktir. Ancak kafeinin kahveden ayrıştırılması oldukça karmaşık bir kimyasal süreçtir. 1903 yılında Alman kimyager Ludwig Roselius, metil klorid kullanarak kafeini ayırmayı başarmış ve bu yöntem, kafeinsiz kahve üretimini mümkün kılmıştır. Günümüzde daha doğal yöntemler tercih edilerek yeşil kahve çekirdeklerinden kafein, çekirdekler buharda işlenip organik çözücülerle ayrıştırılmaktadır.

Fındıklı Biscotti: İtalyan Mutfağından Gelen Lezzet

Biscotti, İtalya’nın Toskana bölgesine özgü, iki kere pişirilmiş geleneksel bir bisküvidir. Latince “iki kere pişirilmiş” anlamına gelen biscoctum kelimesinden türeyen bu tatlı, Roma İmparatorluğu döneminde uzun ömürlü olması sayesinde savaşlarda tercih edilmiştir.

Malzemeler:

  • 3,5 su bardağı un
  • 2 su bardağı toz fındık
  • Yarım çay kaşığı tuz
  • 1,5 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 140 gr tereyağı
  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı iri kıyım fındık
  • 1-2 limon veya mandalina kabuğu rendesi

Yapılışı:

  1. Un, toz fındık, tuz ve kabartma tozunu karıştırın.
  2. Ayrı bir kapta toz şeker, yumurta ve eritilmiş tereyağını çırpın.
  3. İki karışımı birleştirip yoğurun ve iri kıyım fındıkları ekleyin.
  4. Hamuru ikiye bölüp rulo şekli verin, pişirme kağıdı serili tepsiye yerleştirin.
  5. 180 derece fırında 30 dakika pişirin.
  6. Fırından çıkarıp 1 cm kalınlığında dilimler kesin ve dilimleri 140 derece fırında 15’er dakika daha pişirin.
  7. Fırından çıkan biscottileri oda sıcaklığında soğutun.

Not: Sert bir kahve eşliğinde bu kıtır bisküviler, Depeche Mode’un In Your Room şarkısı eşliğinde harika bir deneyim sunar.

Kahve ve biscotti, hem geçmişin izlerini taşıyan hem de modern hayatın keyif unsurları arasında yer alan eşsiz lezzetlerdir. Siz de bir fincan Türk kahvesi ve yanında çıtır bir biscotti ile günü güzelleştirebilirsiniz!