Türk mutfağı, zengin ve köklü geçmişi ile dünya mutfakları arasında özel bir yere sahiptir. Ancak son yıllarda, bazı uygulamalar bu eşsiz lezzet geleneğini bozmaya başlamıştır. Sabah yazarı Emre Aköz’ün de bahsettiği “Karadeniz’de Laz böreğine hindistan cevizi koyma” gibi örnekler, Türk mutfağının geleceği için endişe verici gelişmeler olarak değerlendiriliyor.
Bu yazıda, Türk mutfağı üzerine uzman görüşlerini ve bu konudaki endişeleri inceleyeceğiz. Aynı zamanda, geleneksel lezzetlerin korunması ve Türk mutfağının özgünlüğünün korunması için neler yapılabileceği konusuna da değineceğiz.
Görünüme Dikkat, Lezzetten Ödün Vermeyin:
Sabah’ın deneyimli yemek kültürü yazarı Ahmet Örs, sıcak mezelere ucuz kaşar peyniri ve ağır soslar eklemeyi, salatalara soya sosu ve mısır katmayı, hindistan cevizini Türk tatlılarında kullanmayı ve çiğ otları sıcak yemeklere koymayı eleştiriyor. Örs, salçanın zeytinyağlı yemeklere konmaması gerektiğini ve salçanın yerini mevsiminde domatesin alması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, mısır glikozunun baklavada bile kullanılmasına karşı çıkıyor ve bu durumun hem tadı hem de sağlığı olumsuz etkilediğini vurguluyor.
Geleneklere Saygı, Yaratıcılığa Açık Olmak:
Yemek kitabı yazarı ve işletmeci Ebru Omurcalı, Türk mutfağının hak ettiği değeri görmesi için özenli davranılması gerektiğini söylüyor. Omurcalı, yöresel ve geleneksel lezzetleri yeni tariflere uyarlamanın yöntemini benimsiyor. Fakat hünkarbeğendi etine soya sosu, kuzu haşlamaya krema ve köri ekleme gibi uygulamaları kabul edilemez buluyor. Omurcalı, geleneksel lezzetlere saygı duyarak yaratıcı dokunuşlarda bulunmanın önemini vurguluyor.
Deniz Ürünlerine Kebap Muamelesi Yapmayın:
Gazeteci ve yemek kültürü yazarı Nedim Atilla, deniz ürünlerine kebap muamelesi yapılmasına karşı çıkıyor. Atilla, kalamarın asidi yüksek zeytinyağında kızartılmasını, ahtapotun kekikle ızgara yapılmasını ve karideslerin sadece kızarmış ekmekle sunulmasını eleştiriyor. Atilla, deniz ürünlerinin tereyağı, kırmızı biber, zencefil ve kuşkonmaz gibi lezzetlerle uyum sağlayabileceğini ancak kalamara yakışmadığını savunuyor. Ayrıca, midye ve kalamar sosunun da unutulduğunu ve yerine farklı sosların kullanıldığını belirtiyor.
Tatlılarda da Bozulmalar Var:
Uzmanlar, tatlılarda da bozulmalar olduğunu gözlemliyor. Hindistan cevizinin sadece Laz böreğine değil, aşureye bile konulmasına karşı çıkıyorlar. Ayrıca, içinde ceviz olmayan kalburabastı ve gerçek keşkülün de artık pek bulunmadığını dile getiriyorlar.
Türk Mutfağının Geleceği:
Türk mutfağı, geleneklerine ve lezzetine sahip çıkılması gereken bir hazinedir. Uygulanmakta olan bazı yanlış uygulamalar, bu hazinenin zarar görmesine neden olabilir. Bu nedenle, uzmanların da belirttiği gibi, geleneksel lezzetlere saygı duyarak, yaratıcı dokunuşlarda bulunmak ve Türk mutfağının özgünlüğünü korumak önemlidir.